SÖZLÜ KÜLTÜR-YAZILI KÜLTÜR (Gonca Gökalp Alpaslan)
SÖZLÜ KÜLTÜR
- Ritüelin bir parçasıdır, ondan kaynaklanır.
- Önce sözlü kültür doğmuştur.
- Doğaldır.
- Sözlüdür.
- Yazarı yoktur, anonimdir.
- Metinsizdir.
- Ağızdan ağıza aktarılır, sözlü ezbere dayalıdır.
- Değişebilir, çeşitlenebilir, sürekli akış ve dolaşım halindedir.
- Toplumsal belleğe dayalıdır.
- İki eyleyeni vardır: İcracı ve dinleyici
- İcracı ve dinleyici arasında canlı iletişim vardır.
- Dinleyicinin duygusal olarak olayla ve kahramanla özdeşleşmesi (mimesis) esastır: hazzı yaratan budur.
- Üreten yalnız değildir.
- Eleştirme, yeniden okuma vs. gibi amaçlarla anlatının başına geri dönmek mümkün değildir.
- Sese dayalıdır.
- Beden dili devreye girer.
- Bireyleri bireyleştiricidir; toplumsaldır.
- Kişileri daha az içine kapalı, dış dünyayla ve topluma açık kılar.
- Kalıplıdır.
- Tekrar ve ritm esastır.
- Somut duruma bağlıdır.
- Çözümleme, irdeleme yoktur.
YAZILI KÜLTÜR
- Sözlü kültürden sonra doğmuştur.
- Yapaydır; yazı bir teknolojidir.
- Yazılıdır.
- Belirli bir yazarı vardır.
- Metne bağlıdır.
- Yazı yoluyle aktarılır.
- Okuru değişebilirse de metin değişmez.
- Bireysel belleğe dayalıdır.
- İki eyleyeni vardır: yazar ve okur.
- Yazar ve okur arasında varsayılmış (kurgulanmış) bir iletişim vardır.
- Özdeşleşme kırılır.
- Üreten yalnızdır.
- Anlatının istenen bölümüne istenilen sıktıkta ve yoğunlukta geri dönülebilir.
- Göze dayalıdır.
- Kişileri bireyleştiricidir; içseldir.
- Kişiyi kendi iç dünyasına döndürür.
- Kalıpları yoktur; daha çeşitli ve esnektir.
- Soyuttur.
- Çözümeleme ve irdeleme vardır.
Gonca Gökalp Alpaslan
(XIX. Yüzyıl Yazılı Anlatılarında Sözlü Kültür Etkileri, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002)
Wednesday, October 24, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment